Hamilelik sürecim geri doğru gitmeye başladı sanki. Gün geçtikçe daha aktif, daha tezcanlı oluyorum. Arada yine sancılar geliyor ama geldikleri gibi gidiyorlar. Annem, babam Ankara’ya döndüler. Doğum olması durumunda nasılsa 4 saatlik yol, yetişirler diye düşündük. Zaten evin çok kalabalık olmasının beni bazen bunalttığını söylemiştim.
Etiket arşivi: hamilelik
Sezaryen vs Doğal Doğum
Sabahtan yine doktor kontrolü vardı. NST’de baya hareketliydi, bende de hiç sancı görünmedi. Kilosu 4200 gr olmuş. Doktor ” eğer boyun uzun olmasaydı sezaryene alırdım seni ama bebek biraz daha büyüse bile, doğurabilirsin diye düşünüyorum,” dedi. Ben de “doğururum elbet, merak etmeyin,” dedim. Ama gecikme durumunun bir şeylerin istenildiği gibi gitmediğini gösterdiğini, o yüzden hafta sonuna kadar açılma olmazsa sezaryen olasılığını düşünmemiz gerektiğini söyledi. Bu konuşma beni biraz endişelendirdi. Daha önceki acı deneyimimizde epidural anestezi eşliğinde doğal doğum yaptığım için nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Ama sezaryen bana çok yabancı. Nasılsa doğal doğum yapacağım diye düşündüğümden hiç araştırmamıştım.
Ben tüp bebek sektöründe çalıştığım için etrafımdaki kadın doğum doktorlarının çoğu sezaryen yanlısı. Hatta birkaçıyla benim hamileliğim sebebiyle bu tartışmaya bile girdik. Doğal doğum yapmak istediğimi söyleyince bana “deli misin niye o kadar acı çekeceksin ki, teknolojiden yararlansana,” dediler. Doğal doğumla ilgili çok hoş olmayan detayları anlatarak beni korkutmaya çalıştılar. Ben onlara elimden geldiğince açıklamaya çalışsam da sonuçta hep benim acı çekmek isteyen bir deli olduğuma karar verdiler. Bu kişilerin doktor olduğuna inanabiliyor musunuz? Sonraları yine sektörden bir arkadaşımla konuşurken tüp bebek doktorlarının olaya bu şekilde bakmalarının bu bebekleri uzun uğraşlar sonrasında elde etmelerinden kaynaklandığını söylemişti. Yine de ne olursa olsun ilk tercihin sezaryen olması hala benim kafama yatmıyor. Çünkü korkuyorum. Doğal doğumdan korkanlar varsa onları da anlamak lazım. Burada doktorların etkisi çok büyük elbette. Bu konuyu daha fazla kurcalamadan yazımı bitireyim en iyisi.
Son günler mi acaba ???
Bugünü de geride bıraktık. Kiminle konuşsam aynı soru; “Doğurmadın mı daha ??”
Tahmini doğum tarihi: 08.09.2010
Doğumun bugün gerçekleşeceğini düşünüyordum başından beri. Henüz bugünü sonlandırmadık ama olasılık giderek daha da azalıyor. Sabahtan muayene vardı, açılma yok, bebek iyi. Eşimin ailesi bir süredir bizdeydi zaten, artık annem ve babam da geldi. Bu durum beni daha da heyecanlandırıyor tabi. Dün akşam yine yürüyüş yaptım, gündüz de hastaneden sonra yürüyüş yaptım Nişantaşı’nda. Sonra arkadaşlarımızla buluşup Beylerbeyi’ne gittik. Kısaca elimden geldiğince geziyorum. Zaten eve girince çok sıkılıyorum. Sabırsızlanmaya başladım, yerimde duramıyorum. Bugünden gerçekten ümitliydim. Hala vakit var ama baya hızlı ilerlemesi lazım olayların.
Son günler…2
Çoook az kaldı. Hatta dün sabah doktora giderken açılmamın başlamış olduğundan emindim ama muayenede hiçbir şey çıkmadı 😦 Zaten artık 2 günde 1 gidiyorum doktora, sürekli NST. Benim sancı sandığım kasılmaların sancı olduğu doğrulanıyor NST ile ama doğumu başlatmak için yeterli değiller. Şimdiye kadar hiçbir NST’de hareketsiz kaldığı olmamıştı bizim minik balığımızın. Ama geçen sefer uykudan uyanması biraz uzun sürdü. Hemşire de gelip uyandırmak için hızlıca karnımı salladı. O kadar rahatsız edici bir histi ki, şaşkınlıktan tek kelime edemedim. Zaten balığımı öyle uyandıramadığını da görmüş oldu hemşire. Çünkü oğlum yine ben onu sevdikçe ve konuştukça uyandı ve hareketlerine başladı. Hemşireye de sinir olduk böylece. Uykularım da iyice azaldı. Sancılar oldukça uykum kaçıyor, birden heyecanlanıyorum. Beşiği ve alt değiştirme ünitesini elbette yatak odamıza kurduk ve beşiğe baktıkça içimi tarif edemeyeceğim bir heyecan kaplıyor. Buraya mı yatacak, buradan mı seslenecek bize beni kucaklayın diye..?
Son günler…
Doktorun ilk söylediği tahmini doğum tarihini hesap ederek geri sayıyorum aslında. İlla da o gün olacak değil elbette ama 08.09.10 tarihinin de çok havalı olduğunu kabul etmek lazım. Bayrama kalmaktan korkuyorum. Doktor ya bayram için tatile giderse??? Benim bu konuyu konuşmam lazım onunla. Dün gece baya heyecan yaptım geliyo diye. Aslında hiç ağrı yoktu, sadece kasılmalarım vardı. Onlardan da tam emin olamadım, çünkü bebeğin sırtı kendini ittirince karnımı sertleştiriyor, kasılma gibi oluyor. Ama beni kim görse “senin daha 1 ayın var, karnın hiç inmemiş” diyor. “Ne 1 ayı yahu, yakında doğuracağım ben” desem de dinletemiyorum. Nasıl olacak bu karın inmesi bilmiyoruz ama karnın inince bir rahatlama geliyormuş ama sık sık tuvalete gidiyormuşsun. Ben şu anda da rahatım aslında ve yeterince sık tuvalete gittiğimi düşünüyorum ama bunun daha ötesi de mi var, bekleyip göreceğiz demek ki…
Amerikan Hastanesi Doğuma Hazırlık Kursu’ndan Notlar- Sağlam Çocuk İzlemi
Kurstan notlarla devam edeceğim. Yine harika bir dersti. Bu dersi Dr. Aylin Şimşek’den aldık. Notlar biraz karışık görünüyor ama bilgiler çok kıymetli…
9. Ay
Doktor kontrolü: 3250 gram, baş aşağı dönmüş 🙂 Haberler harika. Ben biliyordum zaten oğlumun tekrar aşağı döneceğini. Zaten dün yaptığı hareketler de içeride hala bolca yeri olduğunu gösteriyordu.
20 gün mü kaldı kavuşmamıza ???
Ya da tanışmamıza mı demeli?
Havalar biraz serinledi. Hatta bugün balkonda otururken üstüme bir şal aldım…
8.Ay
Bugün doktor kontrolüne gittik. 2650 gr olmuş minik balığımız. Ama önceki ay başı aşağı konumlanmışken şimdi yine başı yukarıya dönmüş. Doktorum bunun pek sık görülmediğini, bu aylardan sonra dönmesinin daha zor olabileceğini söyledi. Ama benim minik balığımın ne kadar hareketli olduğunu hesaba katmıyor tabi. Doktorum başını aşağı döndürmezse normal doğum yapmanın riske gireceği bilgisini de verdi. Eskiden makat gelişi doğumları da yaptırırlarmış ama bebeğin en geniş yeri olan kafasının en son çıkacak olması çok büyük risk oluşturuyormuş. Ben bu konuda pek bilgi sahibi değildim. Her türlü doğum yapılır gibi geleneksel bir bakışım var çünkü olaya. Ama doktorumun kararlarına da güveniyorum. En azından bir çok kadın doğum doktoru gibi eften püften sebeplerle sezeryana yönlendirmiyor hastalarını.