Ahlak ve Disiplin Üzerine Bir Yazı

Yazacak çok şey var. Ama ben ahlak üzerine bir yazı yazacağım.

Gander ve Gardiner’in “Çocuk ve Ergen Gelişimi” isimli kitabından faydalanarak hazırladım yazıyı.

Kohlberg’in ahlak gelişim kuramı, insanlarda ahlak gelişimini altı evreye bölmüş.

1.Evre – Bağımlı Ahlak: Bu evrede kişinin doğruyu yapma nedenleri cezadan kurtulmak ve otoritenin üstün gücü olarak açıklanır. Benmerkezci bakış açısına sahiptir, başkalarının düşüncelerini dikkate almaz, iki bakış açısını ilişkilendiremez. Eylemlerini başkasının psikolojik çıkarları açısından değil, fiziksel olarak düşünür.

2.Evre – Bireyselci Ahlak: Kurallara uymak konusunda çıkar ilişkisi gözetir. Herkesin farklı çıkarları olduğunu bilir, bu yüzden çatışmaları, göreli fikirleri fark edebilir. Ahlak anlayışında eşit bir değiş-tokuş, bir anlaşma ve pazarlık gözetir.

3.Evre – Kişiler Arası Karşılıklı Beklentiler Doğrultusunda Ahlak: Kendisine yakın insanların (ana, oğul, arkadaş) beklentisine uyar. “İyi olma” önemlidir. Kendini başkasının yerine koyabilir, ama genel bir bakış açısına sahip değildir.

4.Evre – Toplumsal Sistem ve Vicdan Ahlakı: Toplumun bakış açısını kişiler arası anlaşmadan, güdülerden ayırır. Rolleri ve kuralları tanımlayan sistemin bakış açısını benimser. Bireysel ilişkileri sistemdeki yeri doğrultusunda ele alır. Yasalara, değişmez toplumsal kararlara uyum gösterir.

5.Evre – Yararlılık ve Bireysel Hakları Gözeten Ahlak: İnsanların değişik değerlere ve kanılara sahip olduğunu bilir. Bütün insanların haklarının korunması ve herkesin huzuru için yasalara uyar ve yasalara ve yasa oluşturmaya karşı bir sorumluluk alır. Yaşam ve özgürlük kavramlarının çoğunluk görüşü ne olursa olsun her toplumda geçerli olması gerektiğini bilir.

6.Evre – Evrensel Ahlak: Kendi seçtiği ahlak ilkelerini izler. Bu ilkeler, evrensel adalet ilkeleridir. İnsan haklarının eşitliği ve bireysel kişilerin onuruna saygıyı gözetir. Kendi seçtiği ahlak ilkeleri çoğu zaman genel toplumsal ahlak değerleriyle aynıdır. Eğer aynı değilse, kendi ilkelerini sürdürür. Toplumsal düzenlemelerin türetilmesi gerektiğini bilir. Ahlakın doğasını ve bireyin kendi içinde sonlu olduğunu bilerek akılcı bir ahlak anlayışı gözetir.

Peki insanlar normal şartlarda hangi yaşlarda hangi evrelerde oluyor, dersek;

9 yaşından küçük çocuklar: 1 ve 2. Evre

Ergen ve Yetişkinler: 3. ve 4. Evre

Az sayıda yetişkin: 5. ve 6. Evre ( Bu evrelere 20 yaşından önce ulaşılamıyor.)

Bu kuram, ayrıca 1. ve 2. evrede kalan erişkinlerin çoğunun suçlulardan oluştuğunun altını da çiziyor.

Evrelerde üst aşamalara doğru ilerleme şu şekilde işliyor:

Çatışmanın ortaya çıkışı—->Akıl yürütmede yol açtığı değişiklikler—->Çözüm

Bu konuda anne-baba ve öğretmenin etkisi deyince de işin disiplin boyutu geliyor. Burada kitabın farklı bir bölümünden yararlandım. İki yaklaşım var.

1.Olumsuz Yaklaşım: Kötü davranışlarda bulunan çocuğa ceza verilir. Ceza fiziksel, sözel veya psikolojik olabilir. Bu yaklaşımın dezavantajları: Başkasının yanında davranışı devam ettirme, yalan söyleme, sevilmediğini hissetme, ilgi çekmek için kötü davranışlarda bulunma.

2.Olumlu Yaklaşım: Çocuğun uygun davranışı üzerine odaklanılır ve pekiştirilerek gelecekte bu davranışını yineleme olasılığı arttırılır. Olumlu yaklaşımda sonuç almak oldukça uzun sürebilir, çocuk adım adım doğru olana doğru yönelir. Bir davranışın kazanılması için her başarı anında olumlu bir geri bildirim vermek gerekir. Bu davranış yerleştikten sonra ise ara sıra pekiştirilerek kalıcılığı sağlanır.

Pekii nasıl olumlu yaklaşımı uygulayacağız, bu çocuk o kadar yanlış hareket yapıyor ki, uyarmadan nasıl tutacağım kendimi, doğruyu yapmasını bekleyene kadar sabır taşına mı dönüşeceğim, diye düşüneniz varsa, kitap şöyle yaklaşmış konuya:

Disiplinle ilgili olumsuz yaklaşıma yönelme alışkanlığı oldukça yaygındır. Çünkü uygunsuz davranışlar sıkça gürültülü, rahatsız edici ve dikkat çekicidir, onu derhal durdurmak zorunda hissedersiniz. Ayrıca olumsuz yaklaşımda çabuk sonuç alınır. Olumlu yaklaşımsa fazla sabır gerektirir, hemen etkili olmaz, ama uzun dönemde daha iyi sonuç verir. Olumlu yaklaşımda olumsuz bir davranışın etkisinden, o davranışı başlamadan önce değiştirmeye çalışarak, önlem alarak, yaratıcı bir biçimde engelleyerek kurtulabilirsiniz. Olumlu yaklaşım, anne babaları ve öğretmenleri, çocuk karşısında daha iyi gözlemci olmaya iter. Sonuçta aralarındaki iletişim daha güçlü olur.

Yazının tamamı, bahsettiğim gibi tek kaynaktan derlediğim bilgilerden oluşuyor. Aslında Kohlberg’in ahlak kuramı eğitim bilimlerinde ders olarak işleniyor anladığım kadarıyla. Keşke daha geniş bir alana yayılabilse.

Keşke ahlak düzeyi daha yüksek bir toplum olabilsek. Belki o zaman Özgecan hala yaşıyor olurdu. Üzgünüm.